Bu Blogda Ara

25 Ağustos 2015 Salı

Fëanor

Fëanor çıldırmış gibi kahkaha attı ve bağırdı : hiçbirini ve hiç kimseyi ! Arkamda bıraktıklarımı artık kayıptan saymıyorum zaten gereksiz yük olduklarını gördük işte yol boyu.Adıma lanet okuyanları ve hala da lanetleyenleri bırakalım gitsinler,ahlaya vahlaya dönsünler valar'ın kafeslerine ! Yakın şu gemileri ! 

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Fëanor

Fëanor peşi sıra çıktı ve kralın evinin kapısında yolunu kesip parlak kılıcının ucunu Fingolfin 'in göğüsüne dayayayıverdi. 
"Bak üvey kardeşim , bu kılıcın ucu senin dilinden keskindir.Yerimi ve babamın sevgisini de zorla elimden almayı hele bir daha dene ; o vakit belki Noldor halkı, esirlerin efendisi olmaya hevesli birinden kurtulur." dedi

23 Ağustos 2015 Pazar

punk is not dead


Souron öfkesi

Sauron öfkelenmiş ve Elflere karşı savaş açmıştı. İlk savaşın olduğu yer Eregiondu Gil Galad Elrondun önderliğinde oraya kuvvetlerini göndermiş ama yinede Eregionun yıkılmasına engel olunamamıştı. Celebrimbor Mirdainin evinin merdivenlerinde Sauron tarafından yakalanmış ve katledilmiş Sauron Mirdainin evinde diğer dokuz güç yüzüğünü ve diğer hazinelerini ele geçirmişti. Sadece Celebrimborun dövdüğü Üçler gizli kalmıştı....
Gil Galad Numenor Kralı Minastirden yardım istemişti. Tar minastir bu isteği reddetmemiş Numenor dan erzak ve adam yollamıştı. Ama Sauronun kuvvetleri Numenor ordusundan daha önce Lindona varmıştı. Lakin Gil Galad Numenor ordusu yardıma gelene kadar Lune Nehrini tutmayı başarmıştı. Sauronun ana ordusu Numenor ordusunun da büyük yardımıyla Gwathlo Muharebesinde yenilmişti. Bu sırada Elrondun ordusu Sauronun başka bir ordusu tarafından Rivendellde kuşatılmıştı. Ama Gil Galad ve ordusu Elrondun yardımına gelmiş Sauronun ordusu Imladris te de yenilgiye uğratılmıştı...
Savaştan sonra Konsey oluşturulmuş çeşitli kararlar alınmıştı. Gil Galadın ordusunun komutanı Elrond doğu Eriadorda yer alan Rivendell de yaşamaya gitmiş Gil Galad ise Lindonda kalmıştı. Sauronun yenilgisinden sonra Gil Galadın gücü artmış ve sınırlarını Orta Dünyanın kuzeyine doğru genişletmişti..
Sauron Numenoru içerden bitirmiş ve Eru'ya yok etirmişti sadık Numenor insanları kurtulmuştu Saurona Karşı yapılan son ittifak savaşında herkes birleşmiş Sauron yok olmuştu lakin Gil Galad ve Elendil son ittifak savaşında katledilmişti. Elrond Ölümüne şahitlik ettiği son kral Gil Galadın varisi vekili ve komutanıdır.. Kral yerine Lord olarak anılmasının sebebi elflerin orta dünyayı terk etmeye başlamaları ve artık Krallık çapında yerleşimlerinin bulunmamasıdır...

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Azog


Azog; Moria goblinlerinin efendisi. Dain'in veliahtı Thror'un katili. Tüm orkların en büyüğü olduğu söylenir ve demirden boynuzlu bir miğferi vardır.

Thror artık yaşlanmış, fakirlik ve alaylardan sıkılmıştı. Elinde kalan son hazineyi yedilerin sonuncusunu oğlu Thrain'e verdi ve eski dostu Nar ile uzun bir yolculağa çıktı. Dunland üzerinden Nar’la birlikte Kuzey’e gittiler, Kızılboynuz Geçidi'ni geçip Azanulbizar’a geldiler. Thror Moria'ya geldiğinde kapıları ardına kadar açık buldu. Nar ona dikkatli olmasını öğütlediyse de krallığına dönmüş bir veliaht edasıyla kapılardan kibirle geçti. Fakat geri gelmedi.

Nar birkaç gün saklanarak bekledi. Bir gün yüksek bir ses ve boru sesi duydu ve kapılardan dışarı bir vücudun atıldığını gördü. Bunun Thror olmasından kuşkulanarak kapılara doğru yaklaştı. Ve içeriden bir ses duydu:

" 'Gel sakallı! Seni görebiliyoruz. Fakat bugün korkmana gerek yok lakin sana haberci olarak ihtiyacımız var.'

Ve Nar geldi, vücudun Thror’unki olduğunu anladı fakat kafası kesilmiş ve yanına atılmıştı. Orada saygıyla eğildiğinde bir ork kahkahası duydu ve ses dedi ki :

'Eğer dilenciler kapıda beklemez içeri bir hırsız gibi girmeye çalışırsa İşte! Onlara böyle yaparız. Eğer senin insanlarından biri daha sakalını kapılarımızdan içeri uzatırsa aynı şey başına gelir. Git onlara böyle de! Ve eğer ailesi burada Kral’ın kim olduğunu öğrenmek istiyorsa kafasında yazılı.Ben yaptım. Onu ben öldürdüm. Ben efendiyim.'

Bu sözler goblin kralı Azog'a atitti, ve yıllarca sürecek olan Cüce-Goblin Savaşlarının başlamasına neden oldu.

"Sonra Nar kafasını çevirdi ve cüce rünleriyle Azog yazısını gördü. Bu isim o günden sonra onun ve her cücenin kalbine dağlandı. Nar kafayı almak için eğildiğinnde Azog ona bağırdı.

'Bırak onu! Defol! Al, işte paranı sakallı-dilenci.' Küçük bir torba ona doğru fırlatıldı. İçinde birkaç madeni para vardı.

Ağlayarak, Nar Gümüşdamarı üzerinden geri dönmeye başladı fakat kapılara son bir kez baktığında orkların kapılardan çıkmış olduklarını ve cesede saygısızlık yapıp onu parçaladıklarını gördü.

İşte bu Nar’ın Thrain’e ilettiği hikayenin tamamıydı. Bunları söyleyip ağladı ve sakalını çekti. Sonra sustu ve 7 gün sadece oturup, konuşmadı. En sonunda kalktı ve “ Bu taşınamaz bir hakarettir.” Böylece yıllar süren Cüce-Goblin Savaşları başladı. Çok kan döküldü ve savaşların çoğu yeraltındaki dipsiz yerlerde yapıldı.

Thrain, kuzeye, doğuya ve batıya hikayeyi taşıyan elçiler yolladı. Fakat cücelerin tüm güçlerini toplaması 3 sene aldı. Durin’in Soyu tüm gücünü topladı ve diğer hanedanlıklardan da büyük ordular geldi çünkü en yüce soya yapılan bu saygısızlık onları öfke ile doldurmuştu. Hazır olduklarında saldırdılar ve Gundabar dan Gladden’e kadar tüm ork kalelerini yok ettiler. İki taraf da merhamet göstermedi ve hem gecede hem gündüzde ölüm vardı. Lakin Cüceler savaşın bu bölümünü güçleri, yarışılamayacak silahları ve en önemlisi bitmeyen öfkeleriyle Azog’u dağın altındaki her delikte arayarak kazandılar.

En sonunda Cücelerden kaçan orklar Moria’ya sığındı ve Cüce-ordusu Azanulbizar’a geldi. Burası büyük bir vadiydi ve önceki krallığın kollarından biriydi. Cüceler tarihi kapılarını gördüklerinde öyle bir ses çıkardılar ki saklanmakta olan orklar vadi yıkılıyor zannettiler. Ama Azog son bir savunma için hala bir ordu saklıyordu dağın eteklerinde ve ilk başlarda şans cücelerin aleyhineydi. Çünkü güneşsiz bir kış günü savaşıyorlardı ve orklar çekilmiyordu. Böylece cüceleri sayıca ezdiler. Azanulbizar savaşı işte böyle başladı. İlk saldırı Thrain tarafından yapıldı ve ağır kayıplarla geri çekilmek zorunda kaldılar. Thrain Kheled-Zaram’ın etrafında büyüyen ulu ağaçların altına sürüldü ve orada oğlu Ferrin, soydaşı Fundin ile bir çok cüce öldürüldü. Ayrıca hem Thrain hem de Thorin yaralandı. Dışarıdaki savaş ise tüm şiddetiyle sürüyordu taki Demir Dağlar’dan gelen cücelerin savaşı değiştirmesine dek. Sonradan geldikleri ve yorgun olmadıkları için Nain’in savaşçıları orkları Moria duvarlarına kadar sürdü ve her kattletiklerinden her savurdukları balta darbesinin ardından Azog! Azog! Diye çağırdılar.

Sonunda Nain kapıda durdu ve bağırdı: 'Azog! İçerideysen dışarı çık. Yoksa vadi senin için çok mu zorlu!' Böylece Azog dışarı çıktı. Onunla beraber yanında ona benzeyen özel muhafızları da geldi ve Nain’in grubuna yaklaşınca Nain’e dönüp dedi ki :

'Ne? Başka bir dilenci daha mı? Seni de damgalamalı mıyım?' Böyle diyerek Nain’e koştu ve savaşmaya başladılar. Lakin Nain sinirden yarı kördü ve savaşmaktan çok yorulmuştu, bununla beraber Azog da yorgun değil ve sakindi. Sonunda Nain kalan tüm gücüyle güçlü bir darbe savurdu fakat Azog çekilmeyi başardı ve Nain’in ayağını tekmeledi böylece Nain’in baltası kırıldı ve Nain tökezledi. Sonra Azog tez bir darbeyle kafasını uçurmaya çalıştı. Fakat zırhı çok kaliteliydi ve Nain çok dayanıklıydı ama darbe o kadar güçlüydü ki boynu kırıldı ve Nain düştü.

Böylece Azog kahkahalar atmaya başladı. Ve başını kaldırıp boğazından büyük bir zafer narasının çıkmasını izin verecekti ki, çığlık boğazında düğümlendi. Çünkü tüm ordusu doğranmıştı ve kaçıyordu ve arkalarında gözü dönmüş Cüceler vardı. Onlardan kaçabilenler ise güneye kaçıyorlar kaçarken de çığlık atıyorlardı. Bu da yetmezmiş gibi tüm muhafızları öldürülmüştü. Döndü ve kapıya doğru kaçmaya başladı.

Fakat arkasından kırmızı baltayla bir Cüce geliyordu. O Dain Demirayak’tı, Nain’in oğlu. Tam kapıların önünde onu yakaldı ve kafasını uçurdu. Bu muhteşem bir başarıydı çünkü o zamanlar cücelerin hesabına göre Dain daha çocuk sayılırdı. Fakat önünde uzun ve zaferlerle dolu bir yaşam vardı ta ki Yüzük Savaşları’nda düşene dek. Azog’un Nar’a attıgı para çantası ve birkaç para Azog’un ağzına dolduruldu. Bazı orklar Moria Dağları’na kaçmışlardı. Liderlerinin ölümü ile tüm orklar bozguna uğratıldı. Fakat o gece hiç şarkı veya eğlence yapılmadı; çünkü kayıpları sevinçten çok öteydi.

21 Ağustos 2015 Cuma

j.r.r tolkien hikayeler,kesitler

Nienor'un gözlerinin önüne çekilen kötülük perdesi indi; yaşamını yeniden bütünüyle hatırladı. 
Sonra eğilip Turin'e bakarak bir çığlık attı: 
"Elveda, sen, iki kere sevdiğim! A Turin Turambar turun ambartanen: kadersizliğin kölesi olan kaderin efendisi! Ne mutlu ki ölüp gidene!"
Nienor korkudan ve acıdan çıldırmış bir halde koştu ve Cabed-en-Aras'ın kıyısına kadar gelip kendisini aşağıya attı ve çağıldayan sularda kaybolup gitti.
Ve o günden sonra hiçbir insan gelip Cabed-en-Aras'tan aşağıya bakmadı; kuşlar ve diğer hayvanlar bile o tarafa gelmediler; tek bir ağaç bitmedi burada ve adı da Cabed Naeramarth oldu, Korkunç Kadersizliğin Atlayışı.
--
Nienor'un haberi halkı gözyaşlarına boğdu ve tam o sırada Turin karşılarında belirdi.
Korkunç gerçekleri öğrendi ve inkar etti.
Sonrasında Cabed-en-Aras'a gelmişti; gürüldeyen suyun sesini duydu ve sanki kış gelmiş gibi ağaçların yapraklarının tamamen sararıp döküldüğünü gördü.
Sahip olduğu onca şeyden sonra, elinde kalan tek şeyi, Gurthang'i, kılıcını çekti ve şöyle dedi:
"Selam sana Gurthang! Seni kavrayan el dışında hiçbir efendi ya da bağlılık tanımazsın. Hiçbir kandan da çekinmeyeceksin. Turambar Turin'in canını da böyle alır mısın, beni çabucak katleder misin?"
Ve kılıçtan cevap olarak buz gibi bir ses çınladı:
"Evet, kanını memnuniyetle içeceğim, böylece en eski efendimin kanını ve haksız yere katledilenlerin kanını unutabilirim. Seni hızla katledeceğim."
Bunun üzerine Turin, kabzayı toprağa yerleştirip Gurthang'ın üzerine atıldı ve kara kılıç canını oracıkta aldı.
Elfler, Turin'i öldüğü yüksek tepeciğe yatırdılar ve Gurthang'i yanı başına bıraktılar.
Bütün işler tamamlandığında, Elfler, Turin ve Nienor için bir ağıt yaktılar; tepeciğin üzerine büyük, gri bir taş dikildi ve üzerine Doriath rünleriyle şu sözler kazıldı:
TURAMBAR TURIN DAGNIR GLAURUNGA
Ve altına da şunları yazdılar:
NINIEL NIENOR
Ama onun bedeni orada değildi ve Teiglin'in soğuk sularının onu nereye götürdüğü asla öğrenilemedi.
---
Hurin'in çocuklarının üzerine verilmiş hüküm böylece son buldu.

j.r.r tolkien hikayeler,kesitler

Elwe Elu Thıngol Sıngollo Sındacollo
Cuıvıenen de uyanan ılk elflerdendır. Orome ıle Valınor a gıtmıs orada Valar ıle Ağaçların Işığını görmüştür. Ama sonradan gerı dönmüştür. Yakın arkadaşı Fınwe yı ararken Nan Elmoth un derinlerine ınıp orada kaybolur ve Valar soyundan gelen Melıan a aşık olur. Yanına gider ve elını tutunca bır büyü yayılır yıllarca ses çıkarmadan öylece bakısırlar. Elwe nın Krallığı Belerıand ın ortasında ki Dorıath dır. Bir zaman sonra cücelerle karşılaşırlar ve dost olurlar. Belerıand ın ılk savaşı Sındar ıle gerçekleşmiştir.. Büyük kayıplar versede savaşı elfler kazanmıştır. Cucelerın yardımıyla Menegorth ınsa edıldı ve bu krallık denızın doğusunda yaşamış olan kralların yurtlar ıcerısınde gelmiş geçmiş en güzeliydi. Savaştan sonra Melıan ülkenin etrafına bır kuşak ördü. Bu büyülü kuşaktan basıretı Melıan dan fazla olan ve Kral ın onayı olan kısıler geçebilirdı. Noldor geldıgınde onlara hüküm surmedıgı yerlerı verdı. Daha sonradan Noldor un Belerıand a gelmeden evvel yaptıkları şeylerı öğrenince Quenya yı yasakladı ve Feanor Hanedanıyla ılıskısını keserek onların bulunduğu savaşta yer almamaya yemin etti. Bır gün orklardan kaçan Beren kaderinden dolayı kuşağı geçerek Neldoreth ormanlarına gırdı ve orada Luthıen ı görüp ona aşık oldu. Ozanların en marifetli olanı ve Dorıath runlerının yaratıcısı olan Daeron onları görür ve Kral a anlatır. Thıngol bu olaya çok kızar çünkü kızını her şeyden çok seviyor ve üstün görüyordu. Ve Beren e Morgoth un tacından bır Sılmarıl getirirse kızını ona verebileceğini söyledi. Beren kabul etmıstı ama salondaki herkez Kralın Berenı ölüme gönderdıgını anladı. Bınbır güçlük ve bela sonucu Sılmarıl alındı ama Carcharoth un katılı olan Huan Felegund Fınrod Beren ve Luthıen olmuştu. Luthıen ın Mandos a acılı şarkılar söylediği anlatılır ve Mandos bundan önce ve sonra hıc kapılmayacagı acıma duygusuna kapılır. Valar ıle konuşarak Luthıen e seçenek sunulur Ya Mandos tan çıkacak ve Valınor da yaşamaya devam edıcek yada Beren ıde alıp Orta Dünya ya gerı dönecek tekrar ölme şartıyla. Luthıen ıkıncıyı seçerek Orta Dünya ya gider.
Sayısız Gözyaşı savaşından önce Celegorm Thıngol e habercıler gönderir eğer savaş kazanılırsa onu ve halkını katledıcegını söyler. Kral Berenı Luthıen ı düşünerek reddeder ve onları gerı gönderir. Dorıath tan Beleg ve Mablung dışında gıtmek ısteyen yoktur. Falas elflerı de yardıma gidecektir. Ama savaş kaybedilmiş ordular dağılmıştır. Thıngol artık ınsanlara karşı yumusamıstır ve Thalıon Hurın oğlu Turın ı yanına alıp onu buyutmustur. Turın Nıenor öldükten ve Nargothrond yıkıldıktan sonra Morgoth Hurın ı serbest bırakır. Hurın Nargothrond a giderek orada Bodur Cucelerın sonuncusu olan Mım ı öldürerek Kral Felegund Fınrod ıcın dövülmüş olan Nauglamır ı alıp Dorıath a getırır. Ofkesıne kapılan Hurın gerdanlıgı Kral ın ayaklarına atarak kötü sözler söylemiştir. Melıan olayı anlatıp Hurın ın gönlünü yumuşatır ve Hurın özür dileyerek mücevher alarak tekrar Krala sunar. Thıngol un aklında artık hep Sılmarıl vardır onun lanetıne kapılmıstır. Cucelerden tekrar yardım ısteyerek Nauglamır ıle Sılmarılı bırlestırmelerını ıster. Cüceler mücevher ı tamamladıktan sonra Elu Thıngol tek başına mücevher takmaya kalkar ama cüceler ıtıraz ederek ona " Kral hangi hakla Nauglamır hakkında ıdda ediyor o mücevher uzun zaman önce olup gıtmıs olan atalarımız tarafından Felegund Fınrod ıcın dövülmüştü " derler. Kral ıclerınden gecenı anlayarak ofkelendıkce ofkelendı ve Onlara" Nasıl oluyorda sızın gıbı kaba bır ırktan gelen Halkımızın atalarından yıllarca evvel önce hayata Cuıvıenen sularının yanı başında açmış benden Belerıand ın efendısı Elu Thıngol den bana aıt olan bır şeyı ısteme curretını gösterir " diyerek onları kötü söz ve hakaretlere mükafatlandırmadan Krallığı derhal terketmesını buyurdu. Gururları kırılan cüceler öfkeyle Kral ın üstüne atlarlar ve onu orada haince kstlederler
Iste böyle oldu Ilk doğanların bırıcıgı ve en uzunu bır Aınu ıle birleşmiş tek Iluvatar çocuğunun sonu. Dünya gözüyle en son Sılmarılı gördü....

j.r.r tolkien hikayeler,kesitler

Ama ne büyücülük ne büyü, ne pençe ya da zehir, ne şeytanın marifeti ne de hayvan kuvveti Valinor'lu Huan’ı yenemezdi; düşmanı boğazından yakalayıp altına aldı. Sonra Sauron, biçim
değiştirerek yılan suretine ve ardından alışılmış suretine dönüştü; ama bedenini tamamen terk etmeden Huan'ın kavrayışından kurtulamazdı. Kötü ruhu karanlık yuvasını terk etmeden önce
Lûthien yanına geldi ve et suretinden sıyrılmasını, hayaletinin titreşerek Morgoth'a gönderilmesi gerektiğini söyledi; ve dedi
ki: "Kulenin yönetimini bana teslim etmedikçe çıplak varlığın, orada ebediyen Morgoth'un
gözleriyle delinecek ve aşağılanmanın eziyetine katlanacak."

j.r.r tolkien hikayeler,kesitler

Huan sabırsızlanıp, kurdu arayarak saklandığı yerden çıkarmak için tek başına gitmişti. Ama Carcharoth ondan uzak durarak dikenlerin arasından fırlayıp aniden Thingol'ün üzerine atladı. Beren hızla Thingol'ün
önüne elinde mızrağıyla geçti ama Carcharoth onu yana sürükleyip yere yıktı ve göğsünü ısırdı. O anda Huan çalılıktan fırlayıp Kurt'un üzerine atladı, şiddetle dövüşerek yere düştüler; hiçbir kurt ve kurt köpeğinin mücadelesi buna benzemiyordu, çünkü Huan'ın ulumasında Orome'nin
borularının, Valar'ın öfkesinin sesi duyuldu ama Carcharoth'un ulumalarında Morgoth'un nefreti, çelik dişlerden daha zalim kötülük vardı; haykırışlarıyla tepelerden kayalar parçalanıp Esgalduin çağlayanlarına düşüyordu. Orada ölümüne dövüşüyorlardı; ama Thingol bunu önemsemeyip Beren'in kötü şekilde yaralandığını
görerek yanına diz çöktü. Huan, Carcharoth'u öldürdü; ama orada, Doriath ormanında, uzun süre önce söylenmiş yazgısı da tamamlanmıştı; ölümcül yaralar almış, Morgoth'un zehiri içine işlemişti. Beren'in
yanına gelip yere yığıldı, üçüncü kez sözcüklerle konuştu; ölmeden önce Beren'e elveda dedi.
Beren konuşmadı ama elini kurt köpeğinin başına koydu, böylece ayrıldılar.


20 Ağustos 2015 Perşembe

hearthstone


FİLMLERİ ÇIKICAK MARVEL FİLMLERİ İLE İLGİLİ UFAK DETAYLAR

Black Panther

Black Panther, Marvel çizgi roman serileri arasındaki ilk Afro-Amerikalı kahramanı olarak öne çıkıyor. Karakterin ismi, 1966-1982 yılları arasında aktif bir şekilde ABD’de mücadele veren devrimci Afro-Amerikalı oluşumu Black Panther Party (BBP)’den geliyor.
Black Panther, Afrika’daki Wakanda isimli ülkenin kralı. Gerçek ismi T’Challa olan Black Panther, sadece kendi ülkesinde çıkarılan Vibranium isimli bir maddeden zırha sahip. İnsanüstü güçlere sahip olan Black Panther, Avengers, Illuminati ve Fantastic Four grupları içerisinde de önemli bir yere sahip.
Fantastic Four #52
Black Panther’in Marvel arenasına ilk çıkışı. T’Challa, Fantastic Four ekibini ülkesi Wakanda’ya davet eder. Burada onlara ülkesinin güzelliklerini göstermesinin yanı sıra, hepsini dövüşmeye davet eder.
Panther’s Rage
T’Challa bu seride, ülkesi Wakanda’daki sorunları yoluna koymaya çalışmaktadır. Bir grup ayrılıkçı tahtı ele geçirmek ister. Bir sürü yan karakter ile desteklenen seri Black Panther’in de okuyucular tarafından benimsenmesini sağlamıştır.
The Client
Christopher J. Priest tarafından yazılan The Client, Black Panther’e farklı bir bakış açısı kazandırmakta. Sadece Avengers ekibinin arka planındaki güçlerden biri olarak değil, kuvvetli bir politik kuvvet olduğunu da ortaya koyar. Birçok okuyucuya göre The Client, Black Panther’in en eğlenceli ve en sağlam maceralarından biridir.
Enemy of State
Marvel yıllar içerisinde Black Panther’e birçok farklı karakteristik özellik kattı. Ancak Enemy of State ile birlikte Black Panther’in gerçek gücünü görmüş olduk. The Client ile ortaya çıkan politik gücü Enemy of State serisi ile zirve yaptı. Avengers ve ABD hükümeti arasındaki siyasete dahil olan Black Panther, ne kadar güçlü bir karakter olduğunu ortaya koyarak, Marvel’in siyaset-çizgi roman serilerine de yön vermiş oldu.

Captain Marvel

Stan Lee ve Gene Colan tarafından yaratılan Captain Marvel, yıllar içerisinde birçok farklı yüze kavuştu. Captain Marvel, Marvel serilerinin en ağır toplarından biri olarak karşımıza çıktı. Superman tarzı güçleri ve intergalaktik savaşları ile okuyucuların da kalbini kısa sürede kazandı.
Yıllar içerisinde birçok farklı isim Captain Marvel ünvanını aldı. Son olarak Ms. Marvel olarak tanıdığımız Carol Danvers bu görevi sürdürüyor. Disney’in çekeceği filmlerde de bu versiyonu göreceğiz gibi gözüküyor.
Adı Guardians of the Galaxy ve Inhumans grupları ile anılan Captain Marvel, yarı Kree yarı insan güçleri ile düşmanlarını alt ediyor. Oldukça karmaşık bir geçmişi olan Captain Marvel’ı nasıl anlatacağımızı bilemesek de, okumanız gereken çizgi romanlar ile birlikte kafanızda bir fikir oluşacaktır.
Ms. Marvel #1
Carol Danvers, Mar-Vell adındaki uzaylı askere yardım etmeye çalışırken bir tür lazer ışınına maruz kalarak süper güçlere kavuşur. 1970’lerde başlayan serisi, kadın süper kahraman konseptinin de gelişmesine yardımcı olmuştur.
X-Men #184
Bu sayıda X-Men uzaylı Brood ırkıyla çarpışmaya devam etmektedir. Bu sıradışı uzaylı ırkı, insanların içerisinde yumurtalar yerleştirmekte ve dünyayı kontrol altına almak istemektedir. Carol Danvers, bu süreçte güçlerini kaybeder. Ama X-Men hikayelerinin merkezinde olan zamanda yolculuk kavramı ile geçmişe dönerek, saldırıları durdurmaya çalışır.
In Pursuit of Flight
Kelly Sue DeConnick ve birçok başarılı çizer sayesinde Carol Danvers’ın süper kahraman kariyerinin başlangıcına dönüyoruz. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte başlayan hikayede, bu ilgi çekici kadın süper
kahramanın nasıl ortaya çıktığını görüyoruz. Bu hikaye ile birlikte Danvers, dünya ve dış uzaydaki gelişmeler arasında bir köprü haline gelir.

Doctor Strange

Doctor Stephen “Vincent” Strange, alanında oldukça başarılı bir beyin cerrahıdır. Ancak geçirdiği trafik kazası sonucu ellerini kontrol edemez hale gelir. Bu da Doctor Strange’in kariyerinin sonu anlamına gelmektedir.
Ellerini iyileştirmek için Ancient One adı verilen mistik bir gücü bulmak amacıyla doğuya, Tibet’e yolculuk eder. Burada Ancient One tarafından sunulan güçleri kabul ederek, dünyanın ve mistik güçlerin koruyucusu olur. Marvel evreninin en güçlü karakterlerinden biri olarak anılan Doctor Strange, kendisine ait maceralarıyla Marvel çizgi romanları arasında farklı bir yol takip etmiştir.
Doctor Strange, Vol. 1: Marvel Masterworks
Stephen Strange’in karşımıza çıktığı ilk maceralardan biri. Doctor Strange, geçirdiği trafik kazası sonucu ellerini kullanma yetisini kaybeder. Gezisi sırasında Sorcerer Supreme adını alarak gezegenin en kuvvetli büyücüsü olur.
In the Dark Dimension
Daha önce de bahsettiğimiz gibi Doctor Strange, kendisine has hikayesine örgüsüne sahip bir karakterdi. Bugüne kadar Marvel okuyucusunun karşılaşmadığı iblislerle ve mistik yaratıklarla çarpışan Doctor Strange, Roger Stern ve Paul Smith tarafından 80’li yıllarda yazılan In the Dark Dimension serisi ile inanılmaz bir sükse yakalayacaktır.
The Oath
Doctor Strange, yıllar içerisinde birçok farklı yazar ve çizer tarafından okuyuculara aktarıldı. Bu süreç içerisinde neredeyse yenilmez bir kahraman haline geldi. Y the Last Man ve Saga çizgi romanlarından hatırlayacağınız Brian K. Vaughan ve Marcos Martin, Stephen Strange’i gerçekten zor durumda bırakan bir macera ortaya çıkarır. Mutlaka okumanız gerekenler arasında yer alan The Oath ile birlikte Doctor Strange ilk defa ölümün kıyısına ulaşır.
The Defenders
Marvel’in The Defenders serisi pek çok okuyucu tarafından bilinmez. Çünkü kemik ekibinde sadece Doctor Strange bulunmaktadır. Her yeni macerada ekip sürekli değişikliğe uğrar. The Defenders, daha çok farklı dünyalardaki yaratıklara ve tehlikelere karşı mücadele vermektedir. Son yıllarda Marvel Evreni için önemli bir noktaya çıkarılan The Defenders serisi, alternatif senaryoları ile fazlasıyla beğeni toplamaya başladı.

Infinity Gauntlet

Bugüne kadar tüm Marvel filmlerinde alttan alta işlenen Infinity Gauntlet konusu, serilerin finali olacak. Son yayınlanan bilgilerde, Thanos’un tüm kozmik taşları bir araya getirerek, Infinity Gauntlet’i oluşturduğunu görüyoruz. Çizgi roman serilerinde Infinity War olarak geçen bu süreçte, 100’den fazla süper kahraman bir araya gelerek Thanos’a karşı mücadele verir. Bu kadar süper kahramanın bir araya gelmesine rağmen, Thanos’u zar zor alt etmeyi başarırlar.
Belki de Marvel, Thanos ile olan son savaşta elindeki kozları artırmak için bu kadar fazla süper kahramanı beyaz perdeye yansıtıyordur.
Thor by Walter Simonson, Omnibus
Thor’un 3. filmi, Walter Simonson tarafından 80’li yıllarda yazılan muhteşem bir hikaye örgüsüne sahip olan çizgi romanı temel alacak. Yaşanacak devasa savaşta karşılaşan tanrılar ve kadim düşmanlar, Thor’un çevresinde ne kadar inandığı şey ve kişi varsa yok edecektir. Simonson’un bu şaheseri, Marvel’in en çok sevilen serilerinden biri haline gelmiştir. Asgard’ın temellerini derinden sarsan bu savaşta, çizgi roman sayfalarını çevirirken yaşanan korkunun kokusunu hissedeceksiniz.
The Inhumans
Fantastic Four #36, #44-45
Stan Lee’nin başarılı çalışmalarından biri olan Inhumans, Marvel’in kozmik evrenine daha geniş açıdan bakmamızı sağlıyor. Black Panther’de olduğu gibi süper kahramanlara yeni bir özellik olarak siyaset eklenmişti. Inhumans serisi de, Marvel çizgi roman serileri ve süper kahramanları için önemli bir nokta oluşturuyor.
Marvel’in kozmik evreni hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, yukarıda verdiğimiz Fantastic Four sayılarını temel alarak, Inhumans serilerini takip etmenizi öneririz.

Son Dokunuş

Bu başlıkların haricinde Marvel’in dünyasını topyekün değiştiren, Civil War ve Planet Hulk serilerine de mutlaka göz atmalısınız. Civil War her ne kadar tek bir cilt gibi gözükse de, o dönemde piyasaya çıkan tüm süper kahraman sayılarını etkilemiş bir maceraydı. Bu seride önem teşkil eden Fantastic Four ve Spider-Man gibi karakterlerin yayın hakları Disney’in elinde değil. O yüzden önümüzdeki yıllarda çekilecek Civil War filminde bu karakterleri göremeyeceğiz. Ama yine de fikir oluşması açısından bu seriyi de elden geçirmenizi tavsiye ediyoruz.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Civil War Sonrası Bölüm 3

Gün geçtikçe güçlenen Osborn, gücünün önünde tek bir engel kaldığına inanıyor: Oklahoma'da küçük bir kasabanın üstünde bulunan Asgard. Loki'nin de provokasyonlarıyla başkandan Asgard'ı işgal etmek için izin isteyen Norman, bu isteği geri çevrilince, sınırsız güç isteğinin önündeki tek engeli kaldırmak için daha şeytani bir plan hazırlıyor...

Captain America Reborn: Captain America'nın, yani Steve Rogers'ın öldürülüşünün birinci yılında, halk onu bir kahraman olarak onurlandırsak mı yoksa bir hain olduğu için hiç hatırlamasak mı diye düşünürken, onun ölümünün arkasındaki sır perdesi de yavaş yavaş aralanıyor.
Cap'i öldürenin bir değil, iki kişi olduğu ortaya çıkıyor. Omzundan sniper ile vuran ilk kişi Crossbones, daha sonra yerdeyken karnından üç kez vuran kişi ise Dr. Faustus'un kontrolünde olan Sharon Carter olarak açıklanıyor. Bütün planlamanın ise Cap'in en eski düşmanı, Red Skull tarafından ayarlandığı, vurulduğu silah ve mermilerin Dr.Doom tarafından verildiği ortaya çıkıyor. İşin ilginç tarafı, Cap'i vuran mermiler onu öldürmüyor, bir zaman dilimi içinde, donmuş bir şekilde hapsediyor. Daha sonra bu donuk durumdan kurtulan Cap, hayatını sürekli yeni baştan yaşamak zorunda kalıyor. Bu sırada, hem Sharon, hem de Norman Cap'i yeniden hayata döndürmeye çalışıyor. Norman'ın amacı (ki bu orjinal olarak Red Skull'un planı) Red Skull'un beynini Captain America'nın bedeni içinde yaşatarak, Avengers takımına kendisinden daha ideal bir lider yaratmak. Red Skull ve adamları, Steve Rogers'ın vücudunu yeniden yaşatmayı başarıyor. Hank Pym, Vision, Black Widow (Natasha) ve şimdiki Captain America Bucky'nin yardımıyla Cap yavaş yavaş kim olduğunu da hatırlıyor, fakat bu durum uzun sürmüyor. Red Skull Steve'in vücudunu kontrol etmeyi başarıyor. Ancak, Steve'in onu yok etmek için kendisini öldürmeyi göze aldığını görünce, kaçıp robot vücuduna geri dönüyor. Cap'i kurtarmaya gelen diğer kahramanların da yardımıyla bu vücut içerisindeyken öldürülüyor. Kendisinin dönüşünü coşkuyla kutlayan insanlara rağmen, Osborn ve Avengers ekibinin her an oraya dönebileceğini düşünen Cap ve arkadaşları, olay yerini terk ediyor. Cap'in canlanmasından sonra Bucky ve Steve arasında yeni bir sorun ortaya çıkıyor: Kim kalkanı taşımaya, Captain America olmaya devam edecek? Bucky ısrarla Steve'in bunu yapması gerektiğini söylese de Steve reddediyor ve Captain America olma görevi Bucky'de kalıyor. Bunun ardındaki gerçek sebepise, Steve'in hayatını yeniden yaşadığı dönemde sadece geçmişi değil, Bucky'nin kalkanı taşımayı bıraktığı ve öldüğü bir geleceği de görmüş olması. Doomwar: Bu hikaye aşağı yukarı Siege hikayesi ile aynı anda yayınlanmıştır Yıllar boyunca Black Panther T'Challa tarafından yönetilen Wakanda'da, ülkedeki yabancı kültür etkisinden hoşlanmayan bir grup asi, Black Panther'ı devirerek yönetimi ellerine alıyorlar. Desturi adı verilen, muhazafakar bir yönetim kuran bu asiler, T'kan adlı bir adam tarafından yönetiliyorlar. T'Challa ve yeni Black Panther Shuri ülkeden kaçarken, T'Challa'nın karısı ve Wakanda kraliçesi Storm geride kalıyor ve yeni hükümet tarafından yargılanıyor. Bu arada, bütün bu planların aslında kendi kendine gelişmediği, bu darbenin ardındakinin Dr.Doom'dan başkası olmadığı ortaya çıkıyor. Doom'u durdurma planları yapan T'Challa'nın yardım için ilk uğradığı adres X-Men'in yeni ülkesi Utopia oluyor ve Cyclops ona yardım edecek bir X-Men takımının Doom'a karşı savaşmasına izin veriyor. X-Men'in ve T'Challa'nın tüm emeğine rağmen Wakanda'nın tüm Vibranium stoğunu çalmayı başaran Dr. Doom, on bin ton Vibranium ile Latveria'ya kaçıyor. X-Men ve Black Panther'dan sonra Doom'un azılı düşmanları Fantastic Four da savaşa katılıyor. FF'a rağmen Doom'un inanılmaz planlarını bir türlü geçemeyen T'Challa, Doom'un kahramanların yaptıklarını önceden tahmin etmesinden bunalınca, oyuna Doom'un asla tahmin edemeyeceği bir karakter getirmeye karar veriyor: Deadpool: War Machine'in de katıldığı savaşta FF, Black Panther, X-Men ve kendini "Shadow Physics" adını verdiği büyü-bilim karışımı bir olayla güçlendirmiş T'Challa Doom'un askerleriyle mücadele ederken, Deadpool Castle Doom'a sızarak Dr. Doom'un planlarını açığa çıkarmaya ve Vibranium'un yerini bulmaya çalışıyor. Deadpool'un kalesine sızdığını anlayan Doom Vibranium'una güvenerek T'Challa ile yüzleşmek için dışarı çıktığında, T'Challa kimsenin beklemediğini yapıyor ve tek bir tuşa basarak tüm Wakanda Vibranium'unu "inert" hale getiriyor, işe yaramaz ve değersiz kılıyor. Bu sayede Doom'u durdurmasına rağmen, ülkesinin tüm ekonomi ve ordusunun dayandığı metali de yok eden T'Challa, Doom'u öldürmeyerek evine, Wakanda'ya geri dönüyor. Bu event de, tüm kahramanlar Wakanda'daki inşaat çalışmalarına ve savaş tamirlerine yardım ederken sona eriyor. Siege Bu olay, Dark Reign'den hemen sonra geçmektedir. Asgard'ın Oklahoma eyaletinin ufak bir kasabasının üstünde bulunmasından son derece rahatsız olan Norman Osborn, başkandan saldırmak için onay alamayınca, Asgard'ı işgal edebilmek için yeni bir plan yapmak zorundadır. Loki'nin kendisine Civil War'un nasıl başladığını hatırlatmasıyla, Asgard için de benzeri bir olay yaratmaya karar verirler. Asgard'dan dünyada bir kahraman olmak için ayrılan Volstagg, U-Foes ile savaşırken yalnışlıkla bir stadyum dolusu insanı öldürür. Bu olaydan sonra başkanı arayıp her şeyin kontrol altında olduğunu söyleyen Osborn, Avengers takımını toplayıp Asgard'ı işgal etmek için yola koyulur. Avengers ekibi bu işgal konusunda oldukça isteksiz olsa da, Osborn bu savaşı kazanırlarsa, bir daha kendisine hizmet etmek zorunda olmadıklarını söyler. Bir Yunan Tanrısı olan Ares ise, hala başka tanrıların evine saldırmak konusunda kararsızdır, fakat Loki'nin Asgard'ı yönettiği yalanını duyunca (Aslında tahttaki Balder'dır) savaşmayı kabul eder. Bu sırada süper güçlü Sentry bir duygusal bunalım yaşamış ve kendisini Void'e vermiştir. Osborn önce onu sakinleştirir, sonra da bu duygusal çöküşün Robert'ın karısı Linda ile alakalı olabileceğine kanaat getirir. Sonuç olarak Bullseye'ı Linda'yı öldürmekle görevlendirir ve Sentry'ye onun intihar ettiğini söyler. Thunderbolts ve Avengers ekipleriyle Asgard'a saldıran Osborn, Asgard'lı askerler ve Thor tarafından karşılanır. Savaşı üstün götürmekte olan Norman'ın tarafındaki ilk büyük sıkıntı, Ares'in kendisine yalan söylendiğini anlamasıyla gerçekleşir. Osborn'a saldırmaya çalışan Ares'i durduran Sentry, onu tek bir hareketle paramparça eder. Bu sırada, Tony Stark Dr. Strange'in de yardımıyla uyanmış ve kendine gelmiştir. Fakat, Stark'ın beynini yeniden başlatmak için kullandırdığı database, onun en son Civil War'dan önce yedeklediği tek databasetir. Bu nedenle, Tony Stark geri dönmüştür, fakat Civil War ve sonrasına dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Bu sırada Asgard'da savaş tüm hızıyla devam etmektedir. Captain America ve Avengers ekipleri (gerçek olanlar) olay yerine geldiklerinde dengeyi sağlamaya başlarlar. En son gelen Iron Man Osborn'un Iron Patriot zırhını etkisiz kıldıktan sonra sinirlenen Osborn, Sentry'e son bir emir verir: "Her şeyi yok et." Bu emir üstüne Sentry tek başına Asgard'ı yerle bir eder, ve kontrolünü kaybederek kendini tamamen Void'e verir. Yaptığı her şeyin bir hata olduğunu anlayan Loki geç olsa da kahramanların tarafına katılır, onlara Asgard'ın meşhur "Stones of Norn"larını vererek güçlerini arttırır, fakat Void'in kurbanı olmaktan kurtulamaz. Iron Man ve Thor başta olmak üzere tüm kahramanların müthiş çabasıyla Sentry/Void beynine devasa bir Hellicarrier geçirildikten sonra ölür. Thor, Robert Reynolds'un cesedini güneşe attıktan sonra, Osborn tutuklanır ve Marvel'da karanlık bir dönem kapanır, kahramanların çağı yeniden başlar. Heroic Age Heroic Age şu anda devam ediyor, o yüzden yine madde madde, kısa kısa bilgiler vereceğim. *Bucky Captain America görevine devam ediyor. *Steve Rogers, ABD Başkanı tarafından Norman Osborn yerine getiriliyor. *Sentry'nin cenaze töreninde yardımcı robotu Sentry'nin karargahı Watchover'ı başka bir yere inşa edip onun dönmesini bekleyeceğini söylüyor. Sentry'nin günlüğünün bir sayfasını Reed Richards'a okutuyor, ama Reed okuduğu bilgiyi kendine saklıyor. *Yeni Avengers ekipleri kuruluyor. *Secret Avengers : Secret Avengers ekibi, biraz Cyclops'un siyah kıyafetli, öldürmekten korkmayan X-Force ekibine benziyor. Yani pis işleri yapacak, gerektiğinde şiddete başvurmaktan çekinmeyecek, Avengers etiğine tamamen bağlı olmayan, genellikle de uluslararası casusluk işlerine veya zengin mafya babalarının öldürülme işlerine bakacak bir ekip görüntüsü çiziyor. Steve Rogers, Nova, Moon Knight, Black Widow, Ant-Man, War Machine ve Beast bu grubun üyeleri *The Avengers: Ana takımın, yani Iron Man, Thor, Captain America (Bucky) üçlüsünün oluşturduğu takımın hikayelerini bu seride izliyoruz. Üç büyük Avegner'ın yanı sıra Noh-varr, Spider-Woman gibi isimler de bu takımda bulunuyor. *New Avengers: Hawkeye önderliğinde devam edecek bir takım. Bunlar Avengers Tower'da yaşıyor ve "The Avengers" serisi karakterlerinden çok da farklı değiller. Üyeleri Hawkeye, Luke Cage, Wolverine, Spider-Man, The Thing, Mockingbird, Iron Fist ve Steve Rogers'ın güvenerek takıma aldığı Victoria Hand. *Thunderbolts da Luke Cage tarafından yönetiliyor artık.
X-Men'in ve T'Challa'nın tüm emeğine rağmen Wakanda'nın tüm Vibranium stoğunu çalmayı başaran Dr. Doom, on bin ton Vibranium ile Latveria'ya kaçıyor. X-Men ve Black Panther'dan sonra Doom'un azılı düşmanları Fantastic Four da savaşa katılıyor. FF'a rağmen Doom'un inanılmaz planlarını bir türlü geçemeyen T'Challa, Doom'un kahramanların yaptıklarını önceden tahmin etmesinden bunalınca, oyuna Doom'un asla tahmin edemeyeceği bir karakter getirmeye karar veriyor:
Deadpool: War Machine'in de katıldığı savaşta FF, Black Panther, X-Men ve kendini "Shadow Physics" adını verdiği büyü-bilim karışımı bir olayla güçlendirmiş T'Challa Doom'un askerleriyle mücadele ederken, Deadpool Castle Doom'a sızarak Dr. Doom'un planlarını açığa çıkarmaya ve Vibranium'un yerini bulmaya çalışıyor. Deadpool'un kalesine sızdığını anlayan Doom Vibranium'una güvenerek T'Challa ile yüzleşmek için dışarı çıktığında, T'Challa kimsenin beklemediğini yapıyor ve tek bir tuşa basarak tüm Wakanda Vibranium'unu "inert" hale getiriyor, işe yaramaz ve değersiz kılıyor.
Bu sayede Doom'u durdurmasına rağmen, ülkesinin tüm ekonomi ve ordusunun dayandığı metali de yok eden T'Challa, Doom'u öldürmeyerek evine, Wakanda'ya geri dönüyor. Bu event de, tüm kahramanlar Wakanda'daki inşaat çalışmalarına ve savaş tamirlerine yardım ederken sona eriyor.
Siege
Bu olay, Dark Reign'den hemen sonra geçmektedir.
Asgard'ın Oklahoma eyaletinin ufak bir kasabasının üstünde bulunmasından son derece rahatsız olan Norman Osborn, başkandan saldırmak için onay alamayınca, Asgard'ı işgal edebilmek için yeni bir plan yapmak zorundadır. Loki'nin kendisine Civil War'un nasıl başladığını hatırlatmasıyla, Asgard için de benzeri bir olay yaratmaya karar verirler.
Asgard'dan dünyada bir kahraman olmak için ayrılan Volstagg, U-Foes ile savaşırken yalnışlıkla bir stadyum dolusu insanı öldürür. Bu olaydan sonra başkanı arayıp her şeyin kontrol altında olduğunu söyleyen Osborn, Avengers takımını toplayıp Asgard'ı işgal etmek için yola koyulur. Avengers ekibi bu işgal konusunda oldukça isteksiz olsa da, Osborn bu savaşı kazanırlarsa, bir daha kendisine hizmet etmek zorunda olmadıklarını söyler. Bir Yunan Tanrısı olan Ares ise, hala başka tanrıların evine saldırmak konusunda kararsızdır, fakat Loki'nin Asgard'ı yönettiği yalanını duyunca (Aslında tahttaki Balder'dır) savaşmayı kabul eder.
Bu sırada süper güçlü Sentry bir duygusal bunalım yaşamış ve kendisini Void'e vermiştir. Osborn önce onu sakinleştirir, sonra da bu duygusal çöküşün Robert'ın karısı Linda ile alakalı olabileceğine kanaat getirir. Sonuç olarak Bullseye'ı Linda'yı öldürmekle görevlendirir ve Sentry'ye onun intihar ettiğini söyler.
Thunderbolts ve Avengers ekipleriyle Asgard'a saldıran Osborn, Asgard'lı askerler ve Thor tarafından karşılanır. Savaşı üstün götürmekte olan Norman'ın tarafındaki ilk büyük sıkıntı, Ares'in kendisine yalan söylendiğini anlamasıyla gerçekleşir. Osborn'a saldırmaya çalışan Ares'i durduran Sentry, onu tek bir hareketle paramparça eder.
Bu sırada, Tony Stark Dr. Strange'in de yardımıyla uyanmış ve kendine gelmiştir. Fakat, Stark'ın beynini yeniden başlatmak için kullandırdığı database, onun en son Civil War'dan önce yedeklediği tek databasetir. Bu nedenle, Tony Stark geri dönmüştür, fakat Civil War ve sonrasına dair hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Bu sırada Asgard'da savaş tüm hızıyla devam etmektedir. Captain America ve Avengers ekipleri (gerçek olanlar) olay yerine geldiklerinde dengeyi sağlamaya başlarlar. En son gelen Iron Man Osborn'un Iron Patriot zırhını etkisiz kıldıktan sonra sinirlenen Osborn, Sentry'e son bir emir verir: "Her şeyi yok et."

Civil War Sonrası Bölüm 2

Dark Reign

Dark Reign yaklaşık bir buçuk senelik bir döneme yayıldığı ve bir “event”ten çok Marvel Evreni’nin genelindeki havayı tanımlamak için kullanılan bir etiket olduğundan, “öyle oldu, böyle oldu” diye yazarak anlatmam mümkün değil. Bu nedenle, çeşitli bölümlere ayırarak Dark Reign konusunu madde madde işlemek zorundayım: Norman Osborn: Skrull kraliçeyi kameralar önünde öldürdüğünden beri bir kahraman edasında olan Norman, ülkenin “süper polisi” konumunda. Daha önce Nick Fury ve Tony Stark’ın yaptığı bu görevde başarısız olmamak için pek çok insanla aynı anda uğraşan ve kendi akli dengesini de korumaya çalışan Osborn, Avengers ve Thunderbolts ekiplerinin yanı sıra neredeyse bütün SHIELD ajanlarının da kayıtsız şartsız kontrolüne sahip. Zaman zaman, Illuminati’nin karanlık bir versiyonu olan ve Dr. Doom, Namor, Emma Frost, Loki ve Hood’dan oluşan Cabal ile fikir alışverişi yapan Osborn, bunun dışında Iron Man ve Captain America’nın bir birleşimi olan Iron Patriot zırhıyla Avengers’ın da liderliğini üstleniyor. Halk Norman’ın pislik bir adam olduğunu, geçmişte Green Goblin olduğunu biliyor. Fakat, Tony Stark ve son dönemlerinde Nick Fury’nin aksine kendilerini güvende tuttuğu sürece onu seviyor ve ona saygı duyuyorlar. Bu nedenle, onun nasıl bir adam olduğunu gerçekten bilen kahramanlar hariç kimse Norman’ı durdurmak için bir şey yapmıyor.
Tony Stark: Secret Invasion sonrasında gözden düşen Tony Stark, görevi Norman Osborn'a devretmeden SHIELD'ın tüm database'ini siliyor ve böylece Osborn'un Registration Act sırasında kaydolmuş kahramanların kimliğini öğrenmesini engelliyor. Bu bilginin tek kopyası beyninde olan Stark, bu bilgiyi de yavaş yavaş silmeye başlıyor. Bu sırada Norman tarafından bulunan ve ondan güzel bir dayak yiyen Stark, komaya, hatta bitkisel hayata giriyor, fakat Pepper Potts'a kendisini hayata döndürmenin bir yolunu açıklayan bir mesaj veriyor. Pepper kendisini hayata döndürmek için uğraşıyor, fakat kendisine söylenen yöntemler işe yaramayınca, son çare olarak Dr. Strange'den yardım istiyor. Strange geldiğinde, Tony'yi hayata geri getirmeyi başarıyor, ama tek bir sorun var...
Dark Avengers: Norman Osborn’un kurduğu Avengers takımı. Eski villianlar’ı kahraman kılığına sokarak, Avengers takımını oluşturan Norman Osborn, Iron Patriot kılığında bu takımın liderliğini de yapıyor. Takımın üyeleri: Iron Patriot - Norman Osborn Wolverine - Daken Hawkeye - Bullseye Ms. Marvel - Moonstone Spider-Man - Venom Sentry - Sentry (Neden Sentry’nin bu takıma katıldığı ile ilgili detayları vereceğim) Ares - Ares Captain Marvel - Noh-varr [Daha sonra takımı bırakıyor]
Avengers: Iron Man ve Ms. Marvel tarafından kurulan Mighty Avengers ekibi, Hank Pym önderliğinde çalışan bir uluslar arası takım haline gelmiş durumda. Hercules, US Agent, Vision ve Quicksilver bu takımın önemli üyelerinden. New Avengers ise Norman’a karşı aktif olarak savaşan en önemli takım. Luke Cage, gerçek Hawkeye, Jessica Jones, Spider-Man, Captain America (Bucky), Ms. Marvel, Wolverine, Mockingbird ve Spider-Woman bu takımın üyeleri arasında. Takım Bucky’nin, yani Captain America’nın evini karargah olarak kullanıyor, gerektiği zaman Norman’a karşı gelen en önemli takım. Bu takımın üyelerinden Hawkeye, Norman’dan en çok nefret eden kahraman konumunda.
Thunderbolts: Norman Osborn'un Dark Reign öncesinde de liderliğini yaptığı Thunderbolts takımında da, gücü tamamen ele geçirdikten sonra, köklü değişiklikler yapıyor. Songbird, Radioactive Man ve Pennance gibi sevmediği üyeleri takımdan gönderen Osborn, Black Widow (Yelena), Ghost, Paladin, Headsman, Ant-Man ve Scourge gibi üyelerle yepyeni bir Thunderbolts takımı yaratıyor. Bu Thunderbolts ekibi, HAMMER organizasyonunun katilleri olarak Osborn'un Avengers ile yapamayacağı pis işlerle uğraşıyor. Deadpool: Thunderbolts'u en çok uğraştıran kişilerden biri de Deadpool. Aslında Norman Osborn'un gücü ele geçirmesinde çok önemli bir payı olan Deadpool, bu payın ücretini ödemesi için Osborn'a şantaj yapmaya kalkınca, Thunderbolts Deadpool'u öldürmekle görevlendiriliyor. Deadpool'un Norman'ın gücü ele geçirmesindeki payı ise şu; Secret Invasion sırasında Nick Fury Skrull kraliçeyi öldürmenin bir yolunu bulması ve kendisine bu yolu iletmesini söyleyerek Deadpool'u göreve gönderiyor. Deadpool bir yol bulmasına buluyor ama, yanlışlıkla Nick Fury yerine Osborn'a gönderiyor. Bu sayede Osborn kraliçeyi öldürüp, ülkenin en güçlü adamı konumuna geçiyor. Tabi ki Thunderbolts, Wade'i öldürmekte başarılı olamıyor, Wade de bir noktadan sonra sıkılıp kendi kiralık katillik işine geri dönüyor. The Hood: New Avengers serisinin Dark Reign boyunca ana düşmanı olan The Hood, sadece kendisi için çalışan suçlularla şehirde terör estirmekle kalmıyor, aynı zamanda Dormammu ile yaptığı anlaşma sayesinde ele geçirdiği büyülü güçlerle Dr. Strange gibi mistik karakterlerle de savaşıyor. Loki: Norman'ın yardımıyla Thor'u Asgard'dan sürgüne gönderen Loki, Asgard'ın tahtına çıkmayı başarıyor. Daha sonra Cabal dağıldıktan sonra bile Norman'ın yanında yer alıyor, onu manipüle ediyor. Siege hikayesinin başlamasında çok büyük bir rolü var. Victoria Hand: Dark Reign'in bize kazandırdığı karakterlerden en önemlisi Norman Osborn'un sağ kolu Victoria Hand. Eski bir SHIELD ajanı olan Hand, HAMMER'ın da liderliğini yapıyor. Osborn'dan sonra en güçlü ikinci kişi olan Victoria Hand'in, Dark Avengers takımı üstünde bile otoritesi var. X-Men ve Dark X-Men: San Fransisco'da çıkan mutant eylemleri üzerine, halkın mutantlara karşı nefretinden de faydalanan Norman Osborn, mutantları kendi kurduğu Dark X-Men takımıyla bastırmaya çalışıyor. Emma Frost, Cloak, Dagger, Namor gibi üyelerden oluşan Dark X-Men ekibi başlarda başarılı olsa da, Emma Frost ve Namor'un Norman'a ihanet etmesiyle dağılıyor. Anti mutant hislerden ve Norman'ın başını çektiği ırkçılıktan sıkılan Cyclops, Asteroid M'i denizin yüzeyine çıkararak orada yeni bir ada yaratıyor ve dünyadaki tüm mutantları Utopia adı verdiği bu adada yaşamaya davet ediyor. X-Men için önemli bir gelişme, eski ve en azılı düşmanları Magneto'nun da bu adaya yerleşmesi ve Dark Reign'in ilerleyen dönemlerinde kendisinin değiştiğini kanıtlayarak X-Men'in önemli bir müttefiği olması. Sentry: Dark Reign'deki en ilginç olaylardan biri Sentry karakterinin Norman Osborn'a katılması. New Avengers serisinden beri iyilerin tarafında olan Sentry, bu sefer Norman'în tarafında savaşıyor. Bunun nedeni, tıpkı kendisinin Void ile yaşadığı gibi Osborn'un da Green Goblin ile sürekli zihinsel bir savaş halinde olması. Aynı zamanda, ortaya çıkan yeni orijin hikayesinde Rob Reynolds'un bilimadamının asistanı olarak değil, uyuşturucu almak için labaratuar soyan bir hırsız olarak ona güçlerini veren serumu içtiğini, daha sonra da bu serumun onda tıpkı uyuşturucu gibi bağımlılık yaptığını görüyoruz. O serumu kendisine verebilecek tek kişinin Osborn olması nedeniyle, Sentry ona bağımlı hale geliyor. Fakat Osborn sadece Robert'la değil, aynı zamanda Void ile de anlaşma yapıyor ve Void'i ancak çok gerektiğinde kullanılacak gizli bir silah olarak saklıyor. Dr.Strange ve Brother Voodoo: İlk kez World War Hulk'ta Hulk'u durdurmak için karanlık büyüden yardım alan Dr. Strange, daha sonra aynı şeyi birkaç kez daha yapınca bunun bir bağımlılık haline geldiğini görüyor. Secret Invasion ve Civil War gibi olaylarda da başarısız olduğu kanaatine varınca, Sorcerer Supreme'lik için yeni bir aday aramaya başlıyor. Daimon Hellstorm, The Hood, Dr. Doom gibi adaylar arasından, Eye of Agammoto Haiti'li Brother Voodoo'yu yeni Sorcerer Supreme olarak seçiyor. The List: Dark Reign'in en ilginç hikayelerinden birisi "The List" hikayesi. Norman Osborn'un dünyayı ele geçirdikten sonra yapmak istediklerine dair ufak bir listesi var. Bu liste, "Spider-Man'den kurtul", "Avengers'ı yok et", "Punisher'ı gebert" şeklinde kısa maddelerden oluşuyor. Norman da bunları gerçekleştirmek için şöyle yollar deniyor: Avengers; Hawkeye gizlice Osborn'un yaşadığı Avengers Tower'a giriyor ve onu öldürmeye çalışıyor. Fakat, Ares tarafından yenildikten sonra Osborn tarafından tutuklanıyor. X-Men; Norman kendisine ihanet eden Emma Frost ve Namor'u cezalandırmak için Atlantislileri öldürmeye çalışıyor, fakat başarısız oluyor. Punisher;Norman'a düzenlediği suikast girişimi başarısız olan Punisher, Wolverine'in oğlu Daken tarafından öldürülüyor ve parçalara ayrılıyor. Daha sonra, yer altında yaşayan bir takım canavarlar onu hayata döndürüyor. Spider-Man; Spider-Man Norman'ın gerçekten nasıl bir manyak olduğunu göstermek için onun labaratuarına giriyor ve insanları denek olarak kullandığı bir videoyu çalıyor. Daha sonra Peter Parker kimliğinde bu videoyu internete yüklüyor. Daredevil; Osborn Bullseye'ı Daredevil'i öldürmeye gönderiyor. Bullseye bunu başaramasa da, bir bina dolusu insanı katlediyor. Secret Warriors; Nick Fury, yasadışı gruplara para akıtan bir eski SHIELD ajanı hakkında bilgi almak için Osborn'u ziyaret ediyor, tek sayılık bu hikaye Fury'nin Osborn'u yumruklamasıyla sona eriyor. Hulk; Victoria Hand ve Moonstone Banner ve oğlu Skaar'ı öldürmek için gönderiliyor, fakat başarısız oluyorlar. Yine de, Banner'ı gamma radyasyonuna maruz bırakmayı başarıyorlar, Banner da yeniden Hulk'a dönüşebilme riskiyle yaşamaya başlıyor. Wolverine; Wolverine ve eski Dark Avenger Noh-Varr Weapon Plus programını sabote etmeye çalışan Osborn'u durduruyor.
Bu Thunderbolts ekibi, HAMMER organizasyonunun katilleri olarak Osborn'un Avengers ile yapamayacağı pis işlerle uğraşıyor.
Deadpool: Thunderbolts'u en çok uğraştıran kişilerden biri de Deadpool. Aslında Norman Osborn'un gücü ele geçirmesinde çok önemli bir payı olan Deadpool, bu payın ücretini ödemesi için Osborn'a şantaj yapmaya kalkınca, Thunderbolts Deadpool'u öldürmekle görevlendiriliyor.
Deadpool'un Norman'ın gücü ele geçirmesindeki payı ise şu; Secret Invasion sırasında Nick Fury Skrull kraliçeyi öldürmenin bir yolunu bulması ve kendisine bu yolu iletmesini söyleyerek Deadpool'u göreve gönderiyor. Deadpool bir yol bulmasına buluyor ama, yanlışlıkla Nick Fury yerine Osborn'a gönderiyor. Bu sayede Osborn kraliçeyi öldürüp, ülkenin en güçlü adamı konumuna geçiyor.
Tabi ki Thunderbolts, Wade'i öldürmekte başarılı olamıyor, Wade de bir noktadan sonra sıkılıp kendi kiralık katillik işine geri dönüyor.
The Hood: New Avengers serisinin Dark Reign boyunca ana düşmanı olan The Hood, sadece kendisi için çalışan suçlularla şehirde terör estirmekle kalmıyor, aynı zamanda Dormammu ile yaptığı anlaşma sayesinde ele geçirdiği büyülü güçlerle Dr. Strange gibi mistik karakterlerle de savaşıyor.
Loki: Norman'ın yardımıyla Thor'u Asgard'dan sürgüne gönderen Loki, Asgard'ın tahtına çıkmayı başarıyor. Daha sonra Cabal dağıldıktan sonra bile Norman'ın yanında yer alıyor, onu manipüle ediyor. Siege hikayesinin başlamasında çok büyük bir rolü var.
Victoria Hand: Dark Reign'in bize kazandırdığı karakterlerden en önemlisi Norman Osborn'un sağ kolu Victoria Hand. Eski bir SHIELD ajanı olan Hand, HAMMER'ın da liderliğini yapıyor. Osborn'dan sonra en güçlü ikinci kişi olan Victoria Hand'in, Dark Avengers takımı üstünde bile otoritesi var.
X-Men ve Dark X-Men: San Fransisco'da çıkan mutant eylemleri üzerine, halkın mutantlara karşı nefretinden de faydalanan Norman Osborn, mutantları kendi kurduğu Dark X-Men takımıyla bastırmaya çalışıyor. Emma Frost, Cloak, Dagger, Namor gibi üyelerden oluşan Dark X-Men ekibi başlarda başarılı olsa da, Emma Frost ve Namor'un Norman'a ihanet etmesiyle dağılıyor.
Anti mutant hislerden ve Norman'ın başını çektiği ırkçılıktan sıkılan Cyclops, Asteroid M'i denizin yüzeyine çıkararak orada yeni bir ada yaratıyor ve dünyadaki tüm mutantları Utopia adı verdiği bu adada yaşamaya davet ediyor.
X-Men için önemli bir gelişme, eski ve en azılı düşmanları Magneto'nun da bu adaya yerleşmesi ve Dark Reign'in ilerleyen dönemlerinde kendisinin değiştiğini kanıtlayarak X-Men'in önemli bir müttefiği olması.
Sentry: Dark Reign'deki en ilginç olaylardan biri Sentry karakterinin Norman Osborn'a katılması. New Avengers serisinden beri iyilerin tarafında olan Sentry, bu sefer Norman'în tarafında savaşıyor.
Bunun nedeni, tıpkı kendisinin Void ile yaşadığı gibi Osborn'un da Green Goblin ile sürekli zihinsel bir savaş halinde olması. Aynı zamanda, ortaya çıkan yeni orijin hikayesinde Rob Reynolds'un bilimadamının asistanı olarak değil, uyuşturucu almak için labaratuar soyan bir hırsız olarak ona güçlerini veren serumu içtiğini, daha sonra da bu serumun onda tıpkı uyuşturucu gibi bağımlılık yaptığını görüyoruz.
O serumu kendisine verebilecek tek kişinin Osborn olması nedeniyle, Sentry ona bağımlı hale geliyor. Fakat Osborn sadece Robert'la değil, aynı zamanda Void ile de anlaşma yapıyor ve Void'i ancak çok gerektiğinde kullanılacak gizli bir silah olarak saklıyor.

Civil War Sonrası Bölüm 2

Civil War'un Sonu

Öncelikle Civil War sonrasında neler olduğunu biraz hatırlayalım. Savaşın sonunda Captain America ve ekibi Iron Man ve ekibini yenmeye çok yaklaşsa da, Captain America'nın yaptıklarının anlamsız olduğunu görmesi ve teslim olmasıyla, "Superhuman Registration Act" yasa haline gelmişti. Bütün süperkahramanlar devlet tarafından denetlenmeye başlamış, her eyalete kendi süperkahraman ekibini atayan "50 State Initiative" programı da yürürlüğe girmişti. Bunun yanı sıra Registration yanlısı kahramanların lideri Iron Man, yani Tony Stark da barış koruma gücü S.H.I.E.L.D'ın başına getirilmişti.

Marvel Evreni'nin en meşhur kahraman grubu Avengers, bu savaştan belki de en fazla etkilenen takım olmuştu. New Avengers olarak bilinen ekip, Luke Cage'in önderliğinde yasaya karşı savaşmaya devam etme kararı almış, savaşı kazanan Tony Stark ise Mighty Avengers adı altında kendi ekibini kurmuştu. Dr. Strange, Hawkeye ve Iron Fist gibi kahramanlar New Avengers'a katılırken, Ms. Marvel, Wonder Man ve Wasp gibi üyeler, Iron Man'in takımına katılmıştı.

Avengers ekibinin lideri ve sembolü olan Captain America, yakalandıktan sonra mahkeme salonuna götürülürken vurulmuş ve öldürülmüştü.

Savaştan sonra hayata geri dönen Thor ise, Asgard'ı yeniden kurma ve dünyanın çeşitli köşelerine dağılmış tanrıları yeniden Asgard'a getirmeye uğraştığından, iki takıma da katılmamış, fakat kendi klonunun habersiz ve izinsiz kullanılmasından dolayı Iron Man ve yandaşlarının karşısında olduğunu açıkça belli etmişti.

Bunun yanı sıra, bir başka süper kahraman takımı olan Thunderbolts, Norman Osborn önderliğinde devlet kontrolüne girmişti.

Civil War'dan belki de en çok etkilenen karakerlerin başında gelen Spider-Man, Mary Jane ile evliliğini, halasının hayatını kurtarması karşılığında Mephisto'ya feda etmişti.

World War Hulk

SHIELD'ın yeni direktörü Tony Stark'ı gerçek anlamda ilk test eden olay, kendisi ve Illuminati grubu tarafından verdiği zararlar nedeniye uzaya gönderilen Hulk'un, intikam amacıyla Dünya'ya dönmesi oldu.

Verdiği zararlardan sonra Illuminati tarafından uzaya gönderilen Hulk, Sakaar adlı bir gezegene düşmüş, orada gladyatör olarak bir süre yaşadıktan sonra otoriter imparatora karşı ayaklanmanın lideri olmuş ve imparatorluğu ele geçirmişti. Bu sırada Caiera adlı bir Sakaar'lı ile evlenen ve ondan bir çocuk bekleyen Hulk'un barış dolu yaşamı, kendisini gezegene getiren pod'un patlaması ile sona ermiş, Hulk kendisini önce uzaya gönderen, sonra da devasa bir patlamayla karısını, doğmamış çocuğunu ve milyonlarca Sakaar’lıyı öldüren Illuminati'den intikam almaya yemin etmişti.

Reed Richards, Dr. Strange, Charles Xavier, Black Bolt, Namor ve Tony Stark'tan oluşan bu ekibi cezalandırmaya kararlı olan Hulk, Ay'daki şehrinde Black Bolt'u yendikten sonra, New York şehrini bir savaş arenasına dönüştürerek, Illuminati üyelerine meydan okudu.

Şehirdeki insanlara zarar vermek istemeyen Hulk, onlara şehri boşaltmak için belli bir süre verdikten sonra, bu süreyi X-Mansion'da Xavier'ı cezalandırmak için kullandı. Fakat, Illuminati'nin kendisini uzaya göndermeye karar verdiği toplantıda olmadığını ve M-Day sonrasında mutantların büyük bölümünün yok olduğunu öğrendikten sonra, onun yeteri kadar acı çektiğine karar verip, hayatını bağışladı.

New York'un merkezine döndükten sonra Tony Stark'ı yenen ve Stark Towers'ı yerle bir eden Hulk, Ghost Rider ile de savaştı. Rider Hulk'u durdurmaya yaklaşsa da, Illuminati üyelerinin yaptığının yanlış olduğunu ve onların intikam alınmaya değer olmadığını görünce savaşmayı bıraktı.

New Avengers, Mighty Avengers, Fantastic Four ve Amerikan ordusunu da yanında getirdiği adamlarıyla yenmeyi başaran Hulk, daha sonra Dr. Strange'in ellerini kırdı, arenaya dönüştürdüğü New York'un ortasında kimseyi öldürmeyeceğini, çünkü ölüm değil adalet aradığını, bütün New York şehrini yok edip, tüm sorumluluğu Illuminati'ye yükleyeceğini duyurdu.

Bu planı gerçekleştiremeden ortaya çıkan Sentry, yenilmez ve durdurulamaz denilen Hulk'u, kendisi de tüm gücünü kullanmasına rağmen, durdurmayı başardı. Hulk tekrar Bruce Banner haline dönmesine karşın, kendi adamlarından Miek'in gezegendeki patlamanın asıl sorumlusu olduğunu öğrenince yeniden eski formuna döndü, fakat artık gerçeği bildiği için Iron Man ve adamlarının kendisini durdurmasına izin verdi.

SHIELD tarafından tutuklanan Banner, yerin üç mil kadar altındaki bir karargâhta hapsedilirken, kendisiyle birlikte getirdiği adamlar da ordu tarafından tutuklandı. Dünyada bütün bunlar olurken, Sakaar gezegeninde ise Hulk'un ölü sanılan oğlu Skaar, ayağa kalkıyordu.

Secret Invasion

World War Hulk’tan zor da olsa başarıyla galip çıkan kahramanların rahatlığı uzun sürmedi. Bu seferki problem, dünyayı ele geçirmeye çalışan Skrull ırkıydı. Skrulllar daha önce de Dünya’yı ele geçirmeye çalışmış, fakat Fantastic Four ve Avengers ekipleri bu saldırı denemelerini boşa çıkarmıştı.

Bu başarısız denemeler sonucunda akıllanan Skrull İmparatorluğu, ayırt edici özellikleri şekil değiştirmeyi kullanmaya, onları pek çok kez durduran kahramanları içten fethetmeye karar vermişti. Skrull İmparatorluğunun ana gezegeninin yok edileceğine dair bir kehanette bulunan Prenses Veranke, dini fanatiklik yaptığı gerekçesiyle hapse atılmış, fakat gerçekten gezegenleri Galactus tarafından yok edildiğinde kraliçeliğe yükselmişti.

Aktif olarak savaşmak yerine, birçok kahramanı kaçıran Skrullar şekil değiştirerek bu kahramanların yerini aldılar. Kraliçe Veranke de bizzat Spider-Woman’ın yerini alarak savaşı içerden yönetmeye başladı.

Skrull’ların ilk ortaya çıkışı, New Avengers ekibinin Japonya’ya, Hand ekibinin lideri Elektra’yla savaşmasıyla oldu. Bu savaş sırasında öldürülen Elektra’nın cesedinin bir Skrull cesedi olduğu görülünce, tüm kahramanlar arasında bir şüphe başladı. Aynı zamanda son ana kadar Elektra’nın Skrull olduğunun anlaşılmaması, Wolverine, Spider-Man ve Dr.Strange gibi üstün hisleri veya olayları önceden görebilme yeteneği olan kahramanların bile Skrull’ları tanıyamadığını gösterdi.


Elektra’nın ortaya çıkmasından sonra işgali başlatan Skrullar, önce Savage Land’de Vibranium toplarken New Avengers ile savaştı. Daha sonra SHIELD hellicarrier’ını ele geçiren, Fantastic Four’un meşhur evi Baxter Building’i Negative Zone’a gönderen ve Thunderbolts Mountain’da Thunderbolts’a saldıran Skrullar, Kraliçe Veranke önderliğinde, New York’ta son bir büyük savaş için toplandılar.

Bu büyük Skrull ordusunu durdurmak için tüm Avengers ekipleri, Thunderbolts, Nick Fury ve etrafındaki genç süper kahramanların yanı sıra, Daredevil, Thor ve Ka-zar ve dünyanın düşman eline geçmesinin işleri için iyi olmayacağını söyleyen suç lideri Hood da savaşa katıldı. Savaş sırasında Avengers’ın kurucu üyelerinden Wasp ölse de, Hawkeye’ın yaraladığı Veranke’yi öldüren Thunderbolts lideri Norman Osborn savaşın kazanılmasını sağladı.

Kalan Skrull gemileri sırayla yok edildikten ve kayıp kahramanlar bulunduktan sonra, Amerikan başkanının emriyle işlevini kaybettiğine inanılan SHIELD kapatıldı. Yerine yeni kurulan H.A.M.M.E.R’ın başına, Kraliçe Veranke’yi öldürüşü tüm kanallarda canlı yayınlanan Norman Osborn getirildi.

Real Life Mortal Kombat Fatalities!

Deadpool

Deadpool Fabian Nicieza ve Rob Liefeld tarafından ilk olarak New Mutants'ın 98. sayısında kötü karakter olarak çıkmıştır. Sonra Wolverine'nin kurduğu X-Force'a katılıp iyilerin safına geçmiştir ama tam olarak iyi bir karakter değil Anti-Kahramandır. Yaratıcılarından Rob Liefeld bir Teen Titans hayranıdır oradaki Deathstroke'un parodisi olarak Deadpool ortaya çıkmıştır. Deathstroke'un gerçek adı Slade Wilson'dır Deadpool'un ise Wade Wilson'dır.
Merc With a Mouth olarak tanınır çünkü çok konuşkandır. Domino onun konuşarak bir adamı intihar bile ettirebileceğini söyler. Deadpool'u diğer karakterlerden ayıran özellikse onun 4. duvarı kırabilmesi yani kendinin bir çizgi roman (oyun, çizgi film vs.) karakteri olduğunu bilmesidir. Okuyucu ile iletişime geçebilir, gerçek dünyayla alakadar konuşabilir bu çoğunlukla okuyucuyu güldürür. Deadpool Taco ve Chimchanga'ya bayılır.
Geçmişi
Deadpool'un geçmişi hakkında pek bir bilgi olmamakla beraber olanların doğruluğuysa şüphelidir. Annesinin kansere yenik düşmesi, babasının bir arkadaşı tarafından öldürülmesi ve Kanada ordusundan atılmasından belirsiz bir sonra Wilson, Weapon-X programına katıldı.
Anılarında belirtildiği üzere ordudan atılması ve Weapon-X katılması arasında geçen zarfında Wilson paralı asker olarak çalışmış ve kariyeri esnasında Deadpool takma adını kullanmıştır.
Bu zaman zarfı hakkında pek bir bilgi verilmese de, kısa anılarında Fas ve Japonya'da gizli görevlerde çalıştığı bahsedilmektedir. ABD'de geçirdiği zamanda Vanessa Copycat ile tanışır. Wilson bu mutant fahişeyle aşk yaşarken orta doğulu bir örgüt tarafından Kör Al olarak tanınan İngiliz Ajanı Althae'yı öldürmesi için kiralanır. Görevinde başarısız olan Wilson, Al'ı elinden kaçırdığı gibi Ortadoğulu örgütü de kendine düşman eder. Başarısızlığının cezası olarak Wilson'un sevgilisini hedef alan örgüt, Zoe Culloden'in müdahelesiyle emellerine ulaşamaz. Culloden aslında L, L & L adına çalışan bir ajandır. Wilson'un Mithras adı verilen bir kurtarıcı olduğuna inandığı için onu takip etmektedir. Bu olayların ardından kanser olduğunun farkına varan Wilson tedaviyi reddederek şehirden ayrılır ve Vanessa'yı geride bırakır. Bu gelişme karşısında Wilson'un Mithras olamayacağını düşünen Culloden de Wilson'un peşini bırakır.
Weapon X
Weapon-X adı verilen askeri deney programınının kanserini tedavi edebileceğini öğrenen Wilson öneri üzerine programa kayıt olur. Kanserinin çok ileri safhada olması ve tıbbi açıdan yapılabilecek bir şeyin kalmamış olması yüzünden bilim adamları farklı bir yol izlerler. Buna göre Wolverine'in tedavi faktörü Wilson'a eklenecek, lakin bu tedavi faktörü kanserin öldürdüğü her bir hücreyi anında üretebilmesi için geliştirilecektir. Bu nedenden ötürü Deadpool'un tedavi faktörü Wolverine'ininkine üstündür.
Deney başarısız olur ve tedavi faktörü Wilson'u etkileyeceğine vücudunu istila eden kanser dokusuyla etkileşime geçer, neticesiyle, kanser olağan dışı bir hızla Wilson'un bütün vücuduna yayılır. Deneyin başarısız olduğuna kanaat getiren bilim adamları Wilson'u başarısız deneklerin yanına atarlar.
Deadpool

Bu başarısız denekler bir önceki aşamadan çok daha vahşi deneylere maruz kalırlar, bu vahşet o kadar korkunç durumdadır ki denekler ilk önce kim ölecek diye bahiste bulunurlar. Bu bahsin adı Deadpool'dur ( Birebir Türkçeye çevrilirse; Ölüm havuzu) buna göre her denek ortak havuza (pool) para yatırır, kazanan bütün parayı alır. Bu yeni deneyler karşısında akli dengesini kaybetmeye başlayan Wilson ölümle yaşam arasında dalgalanırken Ölüm'ü fark eder. Ölüm hala canlı bir ölümlü tarafından fark edildiğini anlayınca şaşırır ve Wilson için farklı hisler beslemeye başlar. Ölümle bir nevi aşk yaşayan Wilson, ona kavuşmak için kendini öldürtmenin yollarını arar. Baş gardiyan Ajax'ı ne kadar kışkırtsa da Dr. Killebrew araştırmaları için Wilson'a canlı ihtiyacı vardır. Bu asi tavırlarıyla Ölüm bahsinin en üst sıralarına tırmanan Wilson, diğer deneklerin de saygısını kazanır. Belirli bir süre sonra Ajax kışkırtmalara daha fazla dayanamaz ve hıncını Wilson'un arkadaşlarından birinden çıkarır, can çekişen arkadaşını huzura kavuşturmak için kendi elleriyle öldüren Wilson laboratuarın birinci kuralına karşı gelmiş olur ve bu suçun cezası ölümdür. Ajax, Wilsonu kalbini sökerek öldürür ve onu ameliyat masasında öylece bırakarak deneklere gözdağı vermeye gider. Wilson'un ölüm anıda duyduğu inanılmaz nefret ve kin tedavi faktörünün aktif hale gelmesini sağlamış ve Wilson'u ölümden geri getirmiştir, inanılmaz bir nefret patlaması yaşayan Wilson öc almak için Ajax'ın peşinden gider. Ajax'ı gözdağı verirken kıstıran Wilson, makineli tüfekleriyle Ajax'ı paramparça eder. Weapon-X tarafından katledilen yoldaşlarının anısına kendisine Deadpool adını takar ve laboratuara yok ederek olay yerinden kaçar.

FİLMİNİDE SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ...